T24 Dış Haberler
ABD Başkanı Donald Trump, New York Times gazetesine karşı açtığı 15 milyar dolarlık hakaret davasını yeniden mahkemeye taşıdı.
Trump, Florida’daki federal mahkemeye sunduğu 40 sayfalık yeni dilekçesinde, gazetenin kendisi hakkında yayımladığı bazı haberler ile Penguin Random House tarafından basılan Lucky Loser adlı kitapta yer alan ifadelerin “bilerek yanıltıcı, karalayıcı ve itibarsızlaştırıcı” olduğunu öne sürdü.
Bu adım, mahkemenin Trump’ın daha önceki 85 sayfalık ilk dilekçesini, “fazla uzun, tekrarlı ve siyasi nitelikte olduğu” gerekçesiyle reddetmesinin ardından geldi. Hakim Steven D. Merryday, ilk başvurunun usul kurallarına uymadığını belirterek Trump’ın avukatlarına 28 gün içinde, en fazla 40 sayfa uzunluğunda yeni bir dilekçe sunmaları için süre tanımıştı.
Yeni başvuruda, daha önce davada adı geçen New York Times muhabirlerinden Michael S. Schmidt listeden çıkarıldı. Ancak gazete, diğer iki muhabirle birlikte hâlâ davalı konumunda.
Trump’ın avukatları, söz konusu makale ve kitapta yer alan bilgilerin, müvekkillerinin itibarını ve iş ilişkilerini ciddi biçimde zedelediğini savunarak, Trump’ın “2024 adaylığının baltalandığını” öne sürdü. Dilekçede, hem 15 milyar dolar tazminat hem de ilgili yayınların düzeltilmesi veya kamuoyu önünde bir özür talep edildi.
Kitapta, Trump’ın aile servetinin kaynakları, vergi düzenlemeleri, iş geçmişi ve televizyon programı The Apprentice ile güçlenen imajı gibi konular ele alınıyor. Trump cephesi, bu anlatıların “gerçek dışı” olduğunu ileri sürüyor.
“Basın özgürlüğünü hedef alan bir girişim”
New York Times yönetimi ise davayı “hukuki dayanağı olmayan, basın özgürlüğünü hedef alan bir girişim” olarak nitelendirdi. Gazetenin sözcüsü, Trump’ın bu yolla bağımsız gazeteciliği baskı altına almaya çalıştığını söyledi.
Şirketin CEO’su Meredith Kopit Levien, davanın “basına yönelik sistematik bir sindirme stratejisinin parçası” olduğunu belirterek, New York Times’ın bağımsız habercilikten taviz vermeyeceğini vurguladı.
Trump’ın ekibi ise davayı “yanlış haberlerle mücadele kapsamında atılmış önemli bir adım” olarak savundu.
