‘Devlet ve Kürtler’ Konulu Pazar Yazısında Yeni Kavramlar Gündemde

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, son yazısında ‘Kürt sorunu’ kavramının yerine farklı bir yaklaşım önerdi. Uçum, devletin egemen yaklaşımını yansıtan yeni kavramlar kullanarak Türkiye’deki devlet-Kürt ilişkilerinin artık ‘mesele’ olmaktan çıktığını ve ‘konu’ya dönüştüğünü savundu.

Uçum’a göre, Türkiye’nin Kürtleri için artık bir ‘Kürt sorunu’ teşhisi söz konusu değil. Terör sorunu, sadece Türkiye’deki Kürtleri değil, bölgedeki tüm Kürtleri etkileyen emperyalist bir operasyondur ve asla ‘Kürt sorunu’ olarak adlandırılamaz.

Kürtlerle İlişkilerde Yeni Bir Aşama

Devletin Kürtlerle ilişkisi artık sorunlar değil, konular üzerine odaklanmış bir aşamaya gelmiştir. Bu konular arasında ayrılıkçı eğilimlerin bertaraf edilmesi, Kürtlerin Türkiye’ye tam anlamıyla bütünleşmesi ve Kürtçenin özgürlüğünün güçlendirilmesi gibi başlıklar bulunmaktadır.

Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için daha güçlü adımlar atmak gereklidir. Silah bırakma çağrısı şartsızdır ve yeni bir döneme girildiğinde bu çağrı daha da önem kazanacaktır.

Dil ve Vatandaşlık Meselesi

Hukuk sistemimize göre Türk vatandaşlığı etnik, dini veya ırki bir bağ değil, hukuki bir bağ olarak düzenlenir. Bu nedenle Türkiye’nin Kürtleri, hukuken eşit vatandaşlar olarak kabul edilmekte ve Türk milletinin bir parçası olarak görülmektedir.

Türkçenin egemen dili olmasıyla birlikte Kürtlerin de bu gerçeği benimseme süreci hızlanmaktadır. Millet, vatandaşlık ve dil üzerinden Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen projelerin tasfiye edilme süreci devam etmektedir.

Yeni Dönem ve Terörsüz Türkiye

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin öncülüğünde başlatılan Terörsüz Türkiye hedefi, Türkiye ve bölge için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Terörsüz Türkiye’ye ulaşılması, sadece bir sonuç değil, aynı zamanda yeni bir başlangıçtır.